Karada yaşayan ve suda yaşayan hayvanlar dediğimiz zaman aklımıza gelen bazı belli başlı türler vardır Escort Bayan Ancak hem karada hem de suda var olabilen amfibi nedir sorusunun yanıtı biraz karmaşık olabilir Çünkü amfibi nedir sorusunun yanıtı belirli yaşam özelliklerine sahip hayvanları değil, evrimsel olarak bir geçiş türü olarak kabul edilen ve hala yaşamakta olan bir hayvan sınıfını anlatır.
Timsahlar suda uzun süre nefes almadan yüzebilir balinalar oksijene ihtiyaç duyar ama amfibi bundan Bayan escort daha fazlasıdır Hem karasal hem de sucul biyolojik özellikleri aynı vücut üzerinde taşır ve iki habitattan birinden uzak kaldığı zaman yaşamını sürdüremez Amfibi nedir sorusunu yakından inceleyelim ve hem tarihsel escort süreçte hem de günümüzde bu hayvan türüne nasıl bakılmış bunu tüm detaylarıyla görelim
Hem karada hem de suda yaşayan amfibi canlı nedir
Hem karasal hem de sucul habitatın gerektirdiği biyolojik eskort özelliklere sahip olan ve aynı zamanda iki habitatın da özelliklerine ihtiyaç duyan omurgalı hayvanlar amfibi sınıfına aittir.
Yani direkt olarak olmasa da suya her zaman ihtiyaçları vardır
Amfibi türünün ilk kez günümüzden 340 milyon yıl önce ortaya çıktığı düşünülüyor. Bugüne kadar tespit edilmiş 8100 amfibi türünün 6 binden fazlasının hala yaşamakta olduğu biliniyor. Türkçe iki yaşamlılar olarak adlandırabileceğimiz bu tür, sudan karaya geçen ilk türler için bir ara geçiş formu değildir. Ancak sürüngen sınıfı ile aralarında şaşırtıcı benzerlikler bulunmaktadır.
Ektotermik yani değişken sıcaklıklı olarak tanımlanan amfibi canlı türleri eskort bayan herpetoloji olarak isimlendirilen bir bilim dalı tarafından incelenmektedir Bilim insanları 1980 li yıllarda amfibi türlerinin yavaş yavaş yok olduğunu keşfettiler 2000 li yıllardan sonra yapılan çalışmalar daha da korkutucuydu Bu çalışmalar amfibi canlıların büyük bir hızla yok olduğunu ve kitlesel bir yok oluş yaşayacaklarını gösteriyordu. Bu nedenle bazı amfibi türleri koruma altındadır.
Amfibi canlılar ve öne çıkan ortak özellikleri
Günümüzde yaşayan tüm amfibi canlılar Lissamphibia alt sınıfına aittir ve üç farklı takıma ayrılırlar.
Tüm amfibi türleri oldukça nemli kaygan çok ince ve hava alabildikleri derilere sahiptirler Tüm amfibi türleri soğukkanlıdır Yani yeterince nemli olmayan bir iklimde sudan uzak ve sert rüzgara sahip bir habitatta hayatta kalamazlar
Tüm amfibi hayvan türleri dış döllenme ile meydana gelirler Yani anne amfibi bildiğimiz gibi bir gebelik dönemi yaşamaz Kurbağalar suda larva olarak yavru yaşamlarını sürdürür ve karaya çıkma yetenekleri gelişene kadar suda yaşarlar. Bazı amfibi türlerinin, dişinin derisinde bulunan bir kesede döllendiği ve bu şekilde dünyaya geldiği de biliniyor. Ancak hiçbir amfibi türü için bildiğimiz anlamdaki bir gebelik ve üreme sürecinden bahsedemeyiz.
Amfibi canlılar nerede yaşarlar Onları zayıf canlılar zannetmeyin
Amfibi canlılar özelliklerinden de anlaşılacağı üzere hiçbir kurak çöl ikliminde hayatta kalamaz Bu nedenle yaygın olarak Kuzey Yarım Küre de görülürler Fakat onları zayıf canlılar zannetmeyin.
Elbette uygun yaşam alanı buldukları zaman Avustralya Kuzey Amerika ve Avrupa da da karşımıza çıkabilirler
Amfibi canlıların beslenme ve üreme alışkanlıkları da çok farklı
Kuru bir esintide bile ölebilecek böyle bir canlı türünün nasıl olup da bugüne kadar gelebildiğini düşünmeden edemiyor insan Ancak bu sorunun yanıtını amfibi canlıların üreme alışkanlıklarında görüyoruz Farklı amfibi türlerinin tek seferde suya bıraktıkları yumurta sayısı 5 bin ile 45 bin arasında değişiyor. Değişken faktörler olsa da bir ay sonra yavru yumurtadan çıkıyor ve hayata başlıyor.
Amfibi canlılar yiyebilecekleri her şeyi yerler Kurbağaların o tanıdık dilleriyle sinek avlama hareketleri tüm amfibi canlılar için geçerli bir avlanma hareketidir. Ancak dili olmayan amfibi türleri de vardır. Bu canlılar ağızlarına bir miktar su alırlar ve artık içinde ne varsa onu emerek beslenirler. Yavaş ama oldukça etkili bir beslenme biçimi olduğu aşikar.
Tarihte amfibiler Ateşten güçlü canlılar olarak tanınmışlardı
İnsanlığın amfibi canlılar ile tanışması ateşi bulduğumuz döneme denk geliyor
Aristoteles’in anlattıklarına göre bir dönem insanlık semenderlerin ateşi yakma ve söndürme gücü olduğuna inanıyordu
Yine Aristoteles’in aktardıklarına göre Yaşlı Plinius bu inancı test etmek için bir semenderi ateşe atar ve elbette semender ölür. Bu inancın oluşmasındaki en büyük neden amfibilerin nemli derileri nedeniyle ateşten kolayca etkilenmemeleridir. Yaşlı Plinius’un deneyi insanlığı pek etkilememiş olacak ki Leonardo da Vinci bile ateş ve semender ilişkisini incelemiştir.
Fransa Kralı I Francis in kraliyet amblemi semenderdi ve bir semenderin tüm orduyu öldürecek bir güce sahip olduğuna inanırdı. Elbette semenderi sembol olarak seçmesinin asıl nedeni bu canlının zehirli ve ateşe dayanıklı olmasıdır. Ancak Shakespeare’in bile bazı eserlerinde amfibi canlılardan bahsediyor olması, bu canlı türünün insanlığı ne büyük oranda etkilediğini göstermektedir.
Günümüzde ise amfibi canlılar tarihi ya da edebiyatı etkileyecek kadar popüler olmasalar da pek çok bilimsel çalışmanın odak noktasında bulunuyorlar Böyle bir canlı türünün evrimsel biyoloji çalışmalarına katkı sağlayacağı ve bazı çözülememiş gizemlerin kapısını aralayacağı düşünülüyor.
Bildiğimiz başka hiçbir canlıya benzemeyen amfibi sınıfı canlıların öne çıkan özelliklerini ve tarihsel süreçte insanlığı nasıl etkilediklerini anlattık.
Belki birkaç on yıl sonra amfibilerden nesli tükenmiş bir tür olarak bahsedeceğiz